Ne kadar sevimsiz ve zor bir yıl oldu bu yıl değil mi ?
Hani sanki bir güç tarafından adeta insanlığın cezalandırılması için tasarlanmış bir yıl gibi geldi hepimize 2020.
Her yıl başında yeni yıl için güzel hayaller, güzel planlar ve başarılar hayal eder, bu yönde umutlara gireriz.
Dönüp 2020’ye baktığımızda ‘iyi’ olarak pek bir şey göremeyecek çoğumuz.
Kısıtlamalar, eve kapanmalar ve en çok da korkularımız bizi çok ama çok sınırladı bu yıl.
Hani gizli bir el alıp yok etse 2020’yi kimsenin üzüleceği, eksikliğini hissedeceği bir yıl olmayacakmış gibi.
Bir anlamda da insanlık bambaşka bir boyuta, yaşam tarzına geçti. İstediğimiz kadar karşı çıkalım, isyan edelim, kabul etmeyeceğimizi söyleyelim, artık hakim güçlerin mutlak kontrolünde olacağımız bir çağa geçtik.
Özel yaşam diye, gizlilik diye ve hatta inziva diye bir şey olmayacak artık hayatımızda. Her şeyimizi bilinir ve izlenir olacak artık.
Zaten hayatımızın büyük bir kısmı artık tamamen başkalarının izlemesine açık halde. Ne yeriz, ne içeriz, neyi sever neyi sevmeyiz, yaşamın hangi alanları ilgimizi çeker, neye para harcarız, siyasi ve dini fikirlerimiz nedir, yönlendirmeye ne kadar açığız. Bunlara zaten uzun bir süredir sır değil.
Tick Tock niye Amerika tarafından engellenmeye çalışıyor? Çünkü daha önce kendilerinin Facebook, İnstagram, Whatsapp ve benzeri uygulamalar ile topladıkları bu bilgileri artık en büyük rakipleri Çin Devleti de ticktock ile topluyor.
Yönetenlerin elinde böylesi büyük bir güç, böylesi bilgiler varken dünyada artık iktidarların seçim ile gidip başkalarını iktidar olması mümkün olmayacaktır. Belki görünürdeki iktidarlar değişecek ama arkalarındaki esas güç hep orada kalacaktır.
Zaten buna benzer bir dönemi bütün dünya olarak epey bir zamandır yaşıyoruz.
Kim bilir belki de yakın bir gelecekte artık seçim tiyatroları da oynamayacaktır.
Din ve Spor egemen güçlerin elinde bir silah olarak kalmaya devam edecektir. Çünkü her ikisi de kitleleri yönlendirmek için etkili bir silahtır.
Yaşlanıyorum. Birkaç gün sonra 59 yaşımda olacağım. Yuvarlak hesap 60 diyelim 😊
Üzülmüyorum. Çünkü önümüzde bizi bekleyen dünya çok yaşanılası bir dünya olmayacak gibi geliyor bana.
Çok karamsar bir yazı olmaya başladı bu …
Diğer yanda belki de yaşanan bütün bu olaylar insanlığın uyanışı, aydınlanması için bir neden olur. Belki de güzel bir dünyaya atılan adımların sancılı doğuşudur bu günler.
Sevginin, saygının, birlikteliğin, hak, hukuk ve adaletin yeniden yüceleceği bir çağa giriyoruz belki de. İnancın insanları esir etmek, çağ dışına itmek, geriye götürmek ve hatta öldürmek için bir araç olmayacağı bir çağa giriyoruz belki de.
Kim bilir belki de yaşanan bunca kötülükten ders alıp güzel bir geleceği inşa edecek yeni bir neslin doğuşuna tanık olacağız.
Gelişen bilimin ışığında sağlık sorunlarının çok azaldığı, gelişen teknoloji ile üretimin kolaylaştığı ve yine gelişen insanlık ile hakça paylaşımın olduğu mutlu bir dünyanın eşiğindeyiz belki de.
Geçmişi eleştirmek kolaydır. Çünkü eleştirdiğimiz geçmişten kimse gelip bize karşı gelemiyor. Yaptığımız eleştirileri değiştirecek bir değişim yaşanamıyor geçmişte. Bu yüzden geçmişi eleştirmek, yüksek perdeden sallamak çok kolaydır. Her futbol maçından sonra televizyondaki programlarda konuşan o çok bilmişleri görüyoruz hepimiz. Nasıl da her şeyi biliyorlar. Ama maçtan önce gidin soru sorun, köşe bucak kaçarlar cevap vermemek için. Çünkü yanılma olasılıkları yüksektir. Ama maçtan sonra konuşunca her biri adeta bir dahi ! dir.
Tarih’e dair konuşmak da böyle bir şey. Geçmişi eleştirmek çok kolay. 2020 yılında lüks yalılarda yaşayıp ‘ İnönü şöyle yanlış yaptı, Atatürk böyle yanlış yaptı ‘ diye konuşanları gördükçe, gizlice yanlarına yaklaşıp, kulaklarının dibinde bir mantar tabancası patlatmak istiyorum. Tabi ki tedbirli gideceğim yanlarına. Yetişkinler için hazırlanmış bezlerden de götüreceğim ki rezalet ortalığa saçılmasın.
Demem o ki geçmiş yıl için konuşmak kolay. Yaşadık, gördük. Ama ya gelecek?
Ben farklı bir şey yapmayacağım sanırım. Elimden gelen en iyi iş olduğunu düşündüğüm Aikido ile ilgilenmeye devam edeceğim. Gelişmeye, geliştirmeye çalışacağım. Kötü insanlara karşı duracağım. İyi insanlara yardım edeceğim, destek vereceğim. Kim bilir belki de imkanım olursa kötüleri de cezalandıracağım.
Güzel insanları sevmeye devam edeceğim.
Herkese umut dolu bir yılbaşı ve güzel bir yıl dilerim.
Mustafa Aygün